22 Ocak 2012 Pazar

Biraz Koşsa Dünya Yıldızı Olurdu

     Tabi ki anlaşılmıştır kimden bahsettiğim. Türkiye'nin en iyi solaklarından biri olarak gösterilen Sergen Yalçın.

Tartışmasız kişilik ve karekteriyle Türk Futboluna damgasını vurmuş bir isim.


     Ancak bir de Sergen'in esprili bir yönü vardır ki; evlere şenlik. Şimdiye kadar verdiği hazır cevaplarla ne kadar zeki bir insan olduğunu kanıtlamıştır aslında. İşte onlardan birkaçı.

3-4'lük Fenerbahçe-Beşiktaş maçının ardından;

     Sergen:Beşiktaş ile Fener arasında ki rekabet bitmiştir. Ne zaman Alex ya da Anelka kaleye geçer, Fener bizi İnönü'de 10 kişi yenerse, tekrardan başlar.

     Muhabir: Atatürk "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim demiş. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
     Sergen: Valla iyi güzel demiş de ben çevik değilim ki...


     Muhabir: Sergen gözlük takmışsın, hayırdır?
     Sergen: Yanlış anlamayın entel falan değilim. Gözlerim bozuldu. Sonda aha bak sergen entel olmuş diye yazmayın.


     Ali Sami Alkış: Bu Sergen'i günde 3 posta dövmek lazım. Yeteneklerinin farkında değil bu çocuk.
     Sergen: O adam kim çıksın kapının önüne bakalım kim kimi dövüyor.

     Muhabir: Sergen Tigana senin için "Ondaki futbol zekası bende de Platini'de de yoktu" demiş?
     Sergen: Hocam doğru söylemiş.

     Ziya Şengül: Ben senin en çok eleştrildiğin dönemlerde bile her zaman "Sergenci" oldum, senden yana tavır koydum
     Sergen: Sende benim yüzümden çok eziyet çektin be Ziya Abi.


Frikik kazanır Beşiktaş. Ahmet heyecanlı heyecanlı;

     A.Dursun:Ne yapıcaz ağbi?
     Sergen: Ne yapacağızı yok Ahmet. Sen çekileceksin ben vurucam.


     Muhabir: Bülent Korkmaz 33 yaşında ama hala antreman yapıyor. Bu durum seni rahatsız etmiyor mu?
     Sergen: Bülent yeteneksiz, antreman yapmazsa oynayamaz. Ben yetenekliyim, o yüzden antreman yapmama gerek yok.

     Ankaragücü-Beşiktaş maçı sonrası
     Muhabir: Sergen bugün performansın iyi değildi. Ne diyeceksin?
     Sergen: O zaman haftaya yerime oynarsın, derim.

     Rıdvan Dilmen: Sergen şu halinle çıksan Koller'in ayağından top alır mısın?
     Sergen: Alırım tabi. Sende alırsın. Koller'e topu ver, önünü aç 20 metre süremez.
Saba Tümer'le Bu Gece'de anlattığı anısı:
     Çok hoşlandığım bir kıza mesaj atmak için arkadaşımdan yardım istedim. O da " Bu dünyada 2 kör tanıdım. Biri senden başka hiç kimseyi görmeyen ben, diğeri beni hiç görmeyen sen." Al bunu yaz dedi. Baktım mesaj çok uzun kısalttım bende biraz. En son attığım mesaj: "Bu dünyada 2 kör tanıdım. Biri sen diğeri de ben."


     Muhabir: Hiç bir golü kız arkadaşına hediye ettiğin oldu mu?
     Sergen: Aynı golü iki farklı kıza hediye ettiğim bile oldu.

     Ercan Taner: Van Persie de önemli bir oyuncu. Hollanda'nın yıldızlarından, çok etkili bir hücumcu.
     Sergen: O kadar antreman yapıyor, koşuyor senede 8-9 gol anca atıyor. Ben hiç  idman yapmadan 10 gol atıyordum. Bu mu tehlikeli hücumcu allah aşkına?

     Muhabir: Sergen pozisyonlardan sonra hakeme çok itirazın oldu, neler söyledin?
     Sergen: Valla ağzıma geleni söyledim!

     Muhabir: Yurt dışına gidip çok meşhur olabilirdin. Neden girmedin?
     Sergen: Uçak param yoktu, gidemedim.

     Muhabir: Sergen yeni transferler Gökhan ve Bobo için neler söyleyeceksin?
     Sergen: Gökhan genç bir arkadaş, iyi topçu. Beşiktaş'a hizmet eder. Bobo... Bobo'nun da adu güzel.
Futbol yorumcusu ve Milli Gazete yazarı Kemal Belgin kendisini eleştiriyor.


     Sergen: Ya kardeşim, iyi güzel de. Ben futbol oynuyorum. Sen ne yapıyorsun?
     Kemal Belgin: Ne demek "Ne iş yapıyorsun?1 Türkiye'ye 3 puanlık sistemi ben getirdim.
     Sergen: İyi yapmışsın.


     Vedat Okyar: Koşmadığın için eleştiriliyorsun, ne diyorsun bu konuda?
     Sergen: Ya Vedat Ağbi, ben koşunca yoruluyorum. Bunu kimseye anlatamıyorum bir türlü.

     Muhabir: İbrahim Üzülmez hakkında ne düşünüyorsun?
     Sergen: İbo topu aldığında ben içeri koşmuyordum. Çünkü orta açamayacağını biliyordum.

     Muhabir: Sergen kaç yıl daha futbol oynarsın?
     Sergen: 5yıl daha oynarım. Fazla idman yapmadığım için vücudum hiç yıpranmadı.


100.Yılda Ankaragücü maçı öncesi Ahmet Dursun'la ergen maçı analiz ediyor.
     
     Sergen: Birbirimize yakın olalım ki rahat gol atalım. Geri de oynayan 3 defans da kazma.

Tümer Metin'in sürekli penaltı kaçırdığı bir dönemde;

     Sergen: Ağbi bu takımın penaltıcısı kim?
     Y.Antrenör: Pancu
     Sergen: Eee niye bu a...k kullanıyor?

     Muhabir: Sergen barbie operasyonunda seninde adının olduğu söyleniyor?
     Sergen: Bekar adamım karaoke bara mı gitseydim?

Sergen Trabzonspor'dayken Daum'un Beşiktaş'a transfer etmek istediği ancak "15 maç oynarım." deyince tepki veren Daum'a;

     Sergen: Bütün maçları ben kurtaracaksam sen ne iş yapacaksın?

     Hakan Ünsal: Bence Yunanistan takımının B planı yok.
     Sergen: Bence Yunanistan takımının A planı da yok.

     Muhabir: Hasan Şaş'a yıldız diyorlar, sen ne düşünüyorsun?
     Sergen: Hasan Şaş yıldızsa ben de kuyruklu yıldızım.

     Rıdvan Dilmen: Sergen yetenekleriyle sahada oyuna liderlik ediyordu fakat konuşarak arkadaşlarını uyarmıyordu.
     Sergen: O kadar uyarılacak adam vardı ki, onları uyarmaya kalksam top oynayamazdım.

     Muhabir: Sergen çok koşsaydın nasıl bir futbolcu olurdun?
     Sergen: Çok koşsaydım futbolcu değil, atlet olurdum.

     Muhabir: Sergen yeni sezon başlıyor, kendini nasıl hissediyorsun?
     Sergen: 2.7 kilo verdim kendimi kuş gibi hissediyorum.

     Muhabir: Sergen, Van Hooijdon senden daha iyi frikik atıyor diyorlar, ne diyorsun?
     Sergen: O çalışmış yapmış, bizim ki allah vergisi.

     İ.Üzülmez: Kupayı ben kaldıracağım.
     Sergen: Bir dergi seni Türkiye'nin en çirkin futbolcusu seçmiş sen kaldıramazsın.


     Sergen Yalçın;

     Henüz 19 yaşındaydım. Genç ve deneyimsizdim. Ama genç takımdaki performansım sayesinde dikkatleri üzerime çektim. Gordon Milne A takımın Kıbrıs kampı kadrosunu açıkladığında dünyalar benim oldu.

     Kıbrıs'a gittik, otele yerleştim. Tüm futbolcular odasına çekildi. Biraz sonra kapı çaldı Feyyaz ağbi geldi.
    -Sergen senin odandaki Tv iyi gösteriyor mu? Bizdeki herhalde bozuk." dedi.

     Açtım Tv'yi gayet net gösteriyordu. Bunun üzerine Feyyaz Ağbi " Sen Tv'den anlarsın, kafan çalışır. Şu bizim Tv'ye de baksana". Hemen kabul ettim tabi Kendimi beğendireceğim, şirin göstereceğim ya; birlikte odasına gittik. Tv'nin başına kuruldum, başladım düğmelerle oynamaya. Oynadım biraz Tv net göstermeye başladı. Feyyaz Ağbi " Harikasın be Sergen, vallahi zekan müthiş. Kafan çok çalışıyor.

     O sırada odaya takımdaki diğer bazı futbolcular da geldi. Hepsi de beceremi görmüştü. İşin ilginci hepsi aynı dertten muzdaripmiş:" Ya Sergen bizim odaya da gelsene bizim Tv de bozuk." Kıracak değilim ya. Sırayla başladım teker teker düzelttim bütün Tv'leri. Herkes beni tebrik ediyordu; "Helal olsun Sergen. Zeki insanın hali başka oluyor." falan dşyorlar. 

     Fakat dikkatimi o anda bir şey çekti. Beni kutlayan futbolcular aynı zamanda kasıklarını tuta tuta gülüyorlar. Pek anlayamamıştım ama görevimi yapmamın mutluluğuyla, takımdaki büyüklerimin takdirini kazanmanın huzuru içindeydim. Ama aniden Feyyaz ağbi ağzındaki baklayı çıkardı: 

     Sergen elinin değdiği Tv'ler tabii ki cam gibi gösterir,  çünkü kulakların çanak anten gibi maaşallah." Yıkılmıştım. Kahroldum. Meğer odalarda ki Tv'leri bilerek bozmuşlar.

     Muhabir: Sergen kız arkadaşın seni göbeğinden öpmüş ne diyeceksin?
     Sergen: Vallahi en kral yerimden öpmüş.

     Riza maçında 85 metre topu sürüp, kaleciyi çalımlayarak attığı golü soran gazetecilere verdiği cevap:

" Olur böyle şeyler, çok büyütmeyin."











21 Ocak 2012 Cumartesi

Ekrem Dağ Dönüşü

     Sanırım bir çok Beşiktaş'lının dikkatini çeken bir konudur bu. Ekrem Dağ dönüşü. Bilhassa sağ bek de oynadığı zamanlarda sıkça yapardı hareketi. Çizgide topu alır, kendi ekseni etrafında döner ve rakibi geçmeye çalışırdı.  180 derece her pozisyonda yapabilir bu hareketi Ekrem.

     Hele bir de hareketi yapmaya çalışırken topu ayağından kaçırıp taca çıkarması yok m? Ahh ahh. Kaç kişiyi kel bıraktı o yüzden bir bilse. Celil Sağır'ın meşhur hareketi gibi, artık bu da Ekrem'in üzerine yapıştı sanırım. Ne zaman arkadaşlarla muhabbeti açılsa direk o meşhur hareket gelir aklıma. Hee ama hakkını da vermek lazım. Çok adam eksiltti o şekilde. Eksiltti de işte, neyse.

Bak hele bak. Almış topu göğsüne birazdan dediğim o meşhur hareketi yapıp geçmeye çalışacak Antepliyi. Taca çıkmasa bari ?!

   
     Hayır o değil yavaş yavaş yamuk bir hareket gördüğümde millete " Ekrem Dağ gibi dönme la sende" demeye başladım. Tabi burada Ekrem'in kişiliğine bir hakaret yok yanlış anlaşılmasın. Sadece hareket kapsamında söylüyorum. Yoksa, iyidir Ekrem iyidir.

     Sanırım böyle giderse Semazen dans topluluğundan falan transfer teklifi almaya başlayacağız. Yarın öbür gün Konya'dan semazen grubu Demirören'in kapısını çalarsa şaşırmayın vallahi.

Adam Gibi Adam.

     Carlos Carvalhal. Beşiktaş'ın centilmen hocası.

     Senin ne geniş bir kalbin var öyle hocam! Kibirden uzak, yeri geldiğinde olabildiğince ciddi, yeri geldiğinde çocuklar gibi gol sevinci yaşayan. Hiç bir zaman centilmenliği ve insana saygıyı elden bırakmayan. Mümkün olduğunca kalp kırmaktan, atıfta bulunmaktan kaçan. Türk futbolunun Ecevit'i adeta.

     Dünya Mourinho gibi şaklabanları, laf cambazlarını; Türkiye Yılmaz Vural gibi oyuncusunu döven şovmenleri gördü. Futbolcusunun anasına küfreden; ama sırf başarılı olduğu için sevilen Fatih Terim gibi değil. Ya da başarı gecikince "Trabzonspor'un penaltıları incelenmeli" diyen Aykut kocaman gibi de değil. Adam gibi adam olduğun için. Sen insanların kalbinde kişiliğinle yer ettin. Ertuğrul Sağlam gibi. Tayfur Havutçu gibi. Mustafa Denizli gibi.


     Hiç ayrılma hocam. Kulübün, Türkiye'nin senin gibi insanlara çok ihtiyacı var.


Kısa bir anekdot: 18.hafta Beşiktaş-Eskişehir maçında bir pozisyon yaşanır. Fernandes'e bir pas atılır ancak top Fernandes'in önünden biraz açılır.  Fernandes tam topu yakalayacakken İsmail Köybaşı topu alır ve ortalar. Ancak İsmail ofsayttadır ve Beşiktaş ciddi bir atağı harcamış olur böylece. Carvalhal İsmail'e kızar; "Neden bırakmıyorsun" diye. Ancak aradan 1.5-2 dakika geçtikten sonra zaten yedek kulübesinin önünde çizgide oynayan İsmail'den özür diler.

İsmail 22 yaşındadır. Carlos Carvalhal ise 46.